ÖTEKİNİN DE ÖTEKİSİ
Her şey bana “neden gelmiyorsun ki buralara” cümlesiyle
başladı.
Benim göre göre gitme hevesimden kaynaklı yolculuk yaparken,
karayolunu tercih ettim.
Uzun ve yorucu bir yolculuk sonrası, Diyarbakır’da gerçek
ismiyle Amed deydim.
Eve geçtiğimde beni karşılayan gayet iri bir bayandı.
Mırlayarak kapıya koştu. Tanışma faslı oldu. Güzel bir gece geçti. Dikeli de
selamlamış olalım böylelikle…
Onlarla konuştum.
Güneydoğu da LGBT olmak nasıl bir durum diye sordum.
HEBUN adlı bir oluşum kurduklarını ve bunu dernekleştirmek
istediklerinden bahsettiler.
Çünkü Nefret Suçlarının birçoğu genelde o bölgede
işleniyormuş.
Öykü’nün deyimiyle “Ailesi tarafından öldürülüp gömülenler”
de varmış. Yani faili meçhuller.
Her şeyin tersine Maskülen Lezbiyenlerin birçoğu kendini
ailelerine açıklamış ve topluma empoze olmuşlar. Ama “Efemine Erkek” cümlesinin
geçildiği yerde, Heteroseksüellerin tüyleri diken diken oluyor.
Bizden çıkmaz mı diyenler istersiniz... Tahtalara vuranlar
mı istersiniz…
Ertesi gün sözde yasal Newroz iptal edilmişti.
Ama ne olursa olsun bir halkın, bir mücadelenin bayramı
iptal edilemez. Ertesi gün alanda bir milyon insan toplanmıştı. Herkes;
Bayramı, Baharı ve Mücadeleyi selamlıyordu.
Öyle güzel renkler vardı ki; Newroz ateşiyle birleşince
kocaman bir sanat eseri gibi duruyordu.
Bütün bayraklar oradaydı.
Ve tabi Gökkuşağı da yerini almıştı alanda. Dalgalandı bütün
ihtişamıyla…
Newroz yorgunluğu sonrası, eve gelindi ve kahveler içildi.
Meşhur sanat sokağında turlar atıldı sohbetler edildi.
Herkes bir dertten şikâyetçiydi.
Biri dedi ki; Biz neyiz? Ya da kimiz?
Ümit bizim topraklarımız neresi?
Buradayız ve Kürtler bizi LGBT kimliğimizden dışlıyor. Batı
ya gittiğimizde ise; Batı Kürt olduğumuz için ötekileştiriyor.
Nerede nefes alacağız biz?
Haklıydı.
Hem de fazlasıyla…
Bazı düğümler var ki! Kesmeden ya da resti çekmeden
çözülmüyor…
Bu yüzden kendi kendime dedim ki! Onların bu mücadelelerinde
yanlarında olmalıyım.
Hepsi hayatını öylesine buna bağlamışlar ki! inanın içinizde
bir mücadele ateşi yanıyor.
LGBT konusunda harekete geçmek güç gibi dursa da önemli olan
zoru başarmaktır diye düşünüyorum.
Evet bu topraklarda hem sizi içine çeken bir şeyler var.
Medeniyet ilk Mezopotamya’ya geldi ama birileri tarafından
çalındı ya da kaçırıldı…
Fakat ruhları çalamadılar… ruhlar hala buradalar. Bir gün
biri durduracak bu kavgayı diye bir köşeden bizi sessizce izliyorlar.
Onlar Ötekinin de ötekisi… ama gelin görün ki! Kimliği olan
çok medeni insana da yürekleriyle taş çıkarırlar.
Şiddetten, baskıdan ya da ötekileştirilmeye katlanarak hala
bu topraklarda nefes alıyorlar.
Evet, onlar Hem Kürtler hem de LGBT… her şeyden önce insanlar, bu taraftan bakarak
belki onları anlamak daha kolay olacak.
Ümit MANAY
0 yorum:
Yorum Gönder