Gecenin bir leylinde sessizliği bir el ateş böldü.
Tarihler boyunca biliyoruz ki! Bu dişi coğrafyanın
rahmine oluk oluk masum insan kanı aktı.
Akmaya da devam ediyor…
Birçoğu suçunun ne olduğunu bilemeden veda etti bize…
Kafalarda büyük soru işaretleri ve faili meçhul dosyaları
kaldı geride…
Neden hem Kürt hem de Eşcinsel olunca silahın ucu size
çevrilir?
Namus nedir?
İki bacak arasına sıkıştırılmış Erkeklik/Kadınlık?
Hepimiz biliyoruz ki! Namus yürektir. Namus cömert ve
dürüst olmaktır.
Nedir nefretin temel nedeni peki?
Gözlerini bağlayıp infaz kararına gitmek mi?
Ben merak ediyorum;
Geceleri o katiller başlarını yastığa koyduğunda en
derinlerine sakladıkları vicdanlarıyla nasıl yüzleşiyorlar?
Nasıl hesap veriyorlar insanlıklarına, kimliklerine,
kişiliklerine…
Bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
Geceleri her yastığa başımı koyduğumda kendi iç
vicdanımın ve kimliğimin sesini dinliyorum.
Son günlerde olan olaylardan dolayı uyuyamıyorum…
Acaba diyorum bir şarkıda dediği gibi gerçekten korkunun
üstüne mi yürümek lazım?
Ya da sessizliğe mi boğulmak, o kadar çok konuşacak şeyin
varken!
Erkek egemen sistemin son kurbanı 17 yaşındaki R.A ydı…
16 – 17 yaşında bir çocuk 14 kurşunu hak edecek ne yapmış
olabilirdi?
Ülkeyi mi soymuştu? Yoksa adı yolsuzluklarda mı
geçiyordu?
Darbe sorumlusu muydu?
Hiçbiri maalesef doğru yanıt değil.
Bu ülkede tecavüzcüler, sapıklar ve darbeciler elini
kolunu sallaya sallaya gezip,
Prag larda elinde fırçası natürmortlar yapabiliyorlar…
Kimse görmese de biliyorum ki! O tual de boya yerine kan
var maalesef…
Bir sürü masum insan kanı.
N.Ç ler, Güldünya’lar,Ünzileler ve daha oyuncak
bebekleriyle oynamaya vakit bulamayıp yaşlı adamların kucaklarında
çocukluklarına son verenler.
Hepsi suçlu…
Suçları Kadın olmak, çocuk olmak, Eşcinsel olmak, İnsan
olmak…
Amed’e dönüp bakıyorum, her gün ağlıyor…
Tarihinde büyük katliamlar olan, binlerce insanın
sorgusuz sualsiz katledildiği, öldürüldüğü ya da infaz edildiği bir yer.
İnsanlar gülümseyemiyorlar, ağlayamıyorlar da…
Bazen boğazıma kocaman bir şey oturuyor ve uzun süre
gitmiyor oradan.
Ağlamak istiyorum ama bu toprakların insanlarına
haksızlık olur diye ağlayamıyorum.
Batı dan buraya kimsesiz bir kırlangıç gibi göçüp geldim…
Her an her yerde ben de R.A olabilirim, belki de Ü.M.
Ümit MANAY
0 yorum:
Yorum Gönder